Hak dostları ve onların tercümanı olan Mevlânâ Hazretleri; insanları ince nükteleri anlamaya, latif meseleleri idrâk etmeye alıştırıcı hikmetler söylemişlerdir. İşte Mesnevi’den inciler…Hazret-i Mevlânâ der ki:“Görünüşte dal meyvenin temelidir; fakat iç … Devamını Oku
MEVLANA’NIN MESNEVİ’SİNDEN HİKAYELER
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rûmi (1207-1273)
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna’nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında … Devamını Oku
Mesneviden seçmeler Mumsema Gözlerimiz bakışlarımız gönüle uymuştur.gönül isterse göz zehire bakar yılana bakar;
gönül isterse göz ibret alacağı ders alacağı şeye bakar.
Gönül isterse göz görülecek şeyleredünyaya dünya nimetlerine bakar gönül isterse göz manaya
örtülü … Devamını Oku
İmriülkays, Arap ülkelerinden birinin padişahı
idi. O kadar güzeldi ki; zamanın Yusuf’u idi sanki. Onu görüp te tutkun
olmayan, uğurunda ölmeyecek bir kadın yoktu!. Adı dillerde, sevdası gönüllerde,
namı civar ülkeleri de vurup … Devamını Oku
Papağana konuşma öğretmek için, önüne bir ayna
koyarlar. Aynada kendi aksini gören kuş, onun başka bir papağan olduğunu
zanneder.
Aynanın arkasına gizlenen biri de güzel bir
diksiyonla öğretmek istediği kelimeleri tekrar eder.
Papağan, duyduğu bu … Devamını Oku
Kendini beğenmiş bir dil bilgini gemi ile
seyahat ediyordu. Yolda gemiciye sordu: “Hiç dil bilgisi okudun mu?”
Gemici, “Hayır, okumadım” dedi.
Dil bilgini, “Ömrünün yarısı boşa
geçmiş” cevabını verdi.
Gemici, dil bilgininin bu davranışından rahatsız
oldu … Devamını Oku
Allah yolunun yolcularından biri, başına dev bir
kavuk geçirmişti. Nereye gitse başından eksik etmiyordu onu.
Bir sabah evinden çıkmış, dergaha gidiyordu.
Sokağın kuytu bir yerinde, gizlenmiş olan hırsız, onu kolluyordu. Tenha bir
yere geldiğinde, … Devamını Oku
Lokman Hekim’in Kur’an’da ismi geçer.
Peygamber olup olmadığı bilinmeyen üç kişiden biridir (Üzeyir, Zülkarneyn ve
Lokman). Habeşli veya zenci olduğu, memleketinden getirilip köle olarak
İsrailoğulları’na satıldığı rivayet edilmiştir.
Lokman Hekim efendisinin hizmetindeyken, diğer
köleler tarafından … Devamını Oku
Evin birine bir yoksul geldi. Kuru ekmek, yahut
taze nane istedi.
Ev sahibi, burada ekmek ne arar? Burası ekmekçi
dükkanı mı, aptal mısın sen dedi.
Dilenci bari biraz yağ ver deyince dedi ki:
Burası kasap … Devamını Oku
Cenab-ı Hak’tan Musa aleyhisselama şu hitap
geldi:
“Ya Musa! Hastalandığımda niçin halimi
hatırımı sormaya gelmedin?”
Bu hitap karşısında şaşıran Musa aleyhisselam,
“Ya rabbi! Sen kusurlardan, hastalıktan, noksan sıfatlardan uzaksın. Bu
hitabın sırrını bana lutfet” dedi.
Bunun üzerine … Devamını Oku
Ölüm meleği bir gün Süleyman peygamberin (as)
huzuruna geldi. Yanında bir gencin oturmakta olduğunu gördü. Ona dikkatli
dikkatli baktı, şaşırmıştı.
Kendisine ölüm meleğinin tuhaf tuhaf baktığını
gören delikanlı korkuya düştü. Beti benzi attı, rengi … Devamını Oku
Bizler şu dünya denilen ambarda buğday toplayan
kişiler gibiyiz. Ambarımıza buğdayları dolduruyoruz, ama topladığımız buğdayın
bir yandan eksildiğinin farkında değiliz.
Buğdayımızın böyle azalmasının sebebinin, ambara
giren fare olduğunu hiç düşünmüyoruz. Bu farenin çeşitli hile … Devamını Oku
İbrahim Edhem Belh şehrinin padişahıydı. Bir
gece sedire uzanmış dinleniyordu. Sarayının damında bir takım ses ve gürültüler
duydu. Sanki birileri damda gezmekteydi.
“Kim böyle bir şeye cesaret edebilir?”
diyerek pencereden yukarıya seslendi:
“Kim var orada? … Devamını Oku
Bir gün Yusuf Peygamber’i merhameti yüksek bir
çocukluk arkadaşı ziyarete geldi. Yusuf’a kardeşlerinin yaptıklarını, onların
kıskançlıklarını hatırlattı. Bunun üzerine Yusuf,
‘o kıskançlık bir zincirdi, biz ise aslandık.
Zincire vurulmak aslanı utandırmaz’ dedi.
Dostu ona kuyudaki … Devamını Oku
Bir gün Ebu Cehil, Peygamber’i gördü ve,
‘Haşimoğullarından bir çirkin belirdi’ dedi.
‘Haddini aştın, fakat doğru söz söyledin’ dedi
Peygamber.
Sonra Ebu Bekir, Peygamber’e, ‘Sen bir güneşsin,
parla ve dünyayı aydınlat.’
Peygamber ona da, ‘Doğru söyledin … Devamını Oku
Bir gün Hz. İsa, arkasından vahşi bir aslan
kovalıyormuş gibi, dağa doğru bütün gücüyle koşmaktadır. Adamın biri de peşinde
koşarak kendisine yetişir. Neden böyle kaçtığını sorar.
Hz. İsa acelesinden, adamın sorusuna cevap
veremez.
Adam bir … Devamını Oku
Hiç kimsenin başa çıkamadığı bir yangın çıkmıştı.
Evlerden kuş yuvalarına kadar herşeyi kül
ediyordu. Şehrin yarısı yandı. Su dökdükçe alevler büyüyordu sanki.
Halk koşa koşa Ömer’den yardım istemeye koştu.
Ömer dedi ki, ‘bu yangın … Devamını Oku
Lokman, işinde becerikli, sadık ve sevilen bir
köleydi. Efendisi ona oğullarından daha çok güvenirdi. Çünkü o, görünüşte köleydi
ama nefsinin efendisiydi. Efendisi, ondaki bu olgunluğun farkındaydı.
Lokman’ı azat etmek için uygun bir fırsat
kolluyordu. … Devamını Oku
İhtiyarın biri doktora, ”Aklım dağınık,
düşüncelerim perişan” diye şikayette bulundu.
Doktor, ”Aklının dağınıklığı, perişanlığın
ihtiyarlıktandır” dedi.
Hasta ihtiyar,”Sırtım da şiddetli ağrıyor” diye
sızlandı.
Doktor, ‘İhtiyarlık vücudunu zayıflatmış” dedi.
Hasta ihtiyar,”Ne yersem yiyeyim dokunuyor,
hazmetmekte zorlanıyorum” diye şikayete devam … Devamını Oku
Bir avcı yakaladığı nazlı ceylan yavrusunu,
bahçesindeki öküzlerle, eşeklerle dolu ahıra kapattı. Ceylan ürkek ürkek oradan
oraya kaçıp durdu.
Gece yarısı ahıra gelen avcı, yemlikleri samanla
doldurup gitti. Öküzler, eşekler önlerine dökülen samanı şeker … Devamını Oku